16 Ocak 2013

Genç Metusun Acıları

- Olm bu ne lan?
- Dosya abi.
- Ne dosyası olm suluboya var burda.
- Tezhibe gidiyom da ben abi.
- Neye gidiyon, neye gidiyon?

Artık baklayı ağzımdan çıkarma, mercimeği fırına verme, - yok bu olmadı - durumu Asile anlatma vakti gelmişti. Dua etmek suretiyle açılışına kimselerin takdir etmediği bir katkıda bulunduğum The House Cafe'nin İzmir şubesinde son masaya oturmuş, hasret gideriyorduk. Yolunu hacı bekler gibi beklediğim insanlar listesinin asil üyesiydi, benim lise arkadaşımdı Asil. Daha önceden egzersizini yaptığım üzre, tezhip nedir sorusuna verilebilecek tüm cevapları konuya hakimmiş intıbaı yaratmak için peşisıra vermeye başladım: Etimolojiden (altınla süslemek demek olan zeheb kökünden geliyordu), nerede kullanıldığına (Kur'an sayfalarından yazmalara, tuğralardan ebru eserlerine kadar envayiçeşit eski eserin süslenmesinde kullanılıyordu) minyatürle olan rabıtasından, Osmanlıdaki nakkaşlık geleneğine; halen 16. yy adetlerinin takip edilmeye çalışılmasındaki sakillikten, bu tekniğin kullanım alanlarına kadar yalan yanlış öğrendiğim her şeyi heyecanlı heyecanlı anlattım. Evet, küçükken tüm resimleri annem yapmış olabilirdi, ama tezhiple uğraşırkenki konsantrasyonu, odamda tek başıma çalışmayı seviyor, harcadığım saatlere, bana sonlanmayacakmış gibi gelen kırtasiye giderlerine karşılık, bana sadece biraz daha kontrol ve sabır katmasını istiyordum.

Aşağıdaki çerçeveye şemse deniyor, bir A4 ün yarısına aynı motifi altıncı kez yaptığımda dört saat boyunca ara vermemiş ve nihayetinde başımızda ceberrut biçimde "olmamış" diyerek ızdırap veren tezhip hocama sarmıştım. Hala tahsil ve terbiyede gıdım ilerleyemedim, ama motifi boyayıp çizimimin içine etmeden önce buraya koyayım, ileride döner bakar dururum.