"Bir erkek her şeyini değiştirebilir. yüzünü, evini, ailesini, kız arkadaşını, dinini, tanrısını... yine de değiştiremeyeceği bir şey var benjamin. tutkularını değiştiremez! "
Bu replik sinemalarımızda Gözlerdeki Sır ismiyle vizyona girmiş en iyi yabancı film oscarlı El Secreto de sus ojos'dan. Ama bu bir spoiler değil, çünkü siz bunu zaten biliyordunuz. Yazının geri kalanındaki spoilerlara maruz kalmamak içinse bence filmi izlmediyseniz yazıya da ilişmeyin, ne de olsa aslında filmin esrarı yukarıdaki epigrafta mahfuz, metnin geri kalanında boşuna çabalayacakmışım gibi bir hissiyat var nedense...
Bir savcının hikayesi bu, yirmi beş sene önce gerçekleşen bir tecavüz akabininde katledilen bir genç kızın failini bulmaya çalışırken başından geçenleri geçmişiyle de hesaplaşarak kitaba dökmeye çalışan, Benjamin Esposito'nun (Ricardo Darin) hikayesi. Benjamin, kitabın taslağını okutmak için 25 sene önceki şefi Irene'e (Soledad Villamil) gittiğinde, Benjamin'in gözlerinde canlanıveren ışıktan, bu ilişkinin bir gönül boyutu olduğunu hissediyorsunuz. Sonrasında geri dönüşlerle olayın olduğu 1974 ila kitabın yazıldığı 1999 arasındaki zaman dilimi hızla kapanıyor, futbol maçlarının (stadyumdaki tek plan kovalamaca sahnesi unutulacak gibi değil), adaletteki sapkınlıkların, kontrgerillanın (asansör sahnesi gerilimin dibine vuruyor), erkeğin sevdiği kıza açılmaktaki cesaretsizliğinin, yakın arkadaşı gözetmeyi devamlı şikayet ederek, fakat bir vefa duygusuyla ibadet gibi yerine getirmenin... anlatıldığı yüz yirmi dakika boyunca, bu ülkede tanık olduğunuz ve aktörü olduğunuz hayatların filmdekine ne kadar benzediğineyse, ancak hayret edebiliyorsunuz, benim için filmin sırrı kabiliyetli oyuncuların gözlerinde olduğu kadar, bu özdeşlik duygusunu hissettirmesinde.
Hikayenin sonu, bazen yazılmayan “a” harfine düğümlenip kalıyor, bazen olmanız gereken yerde olmadığınız için hayatınızı kurtaran kadere. Başkalarının tutkusunun ne kadar çabuk saplantıya dönüşebileceğine ve bunun ne sonuçlara yol açabileceğine tanık olmanız da cabası. Eh, herkesin tutkusu kendine.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder