Kendisinin özne olduğu tartışmadan böylece ayrılıp, hızlı adımlarla kendini balıkçıdan dışarı attı. Tüm İzmir körfezinin aksi yönüne karayolunun olduğu tarafa çıktı. Güzel bir manzaraya bakmaya bile tahammülü yoktu. Valeyi gördü, yanındaki masanın üzerindeki kutuyu sigara kutusuna benzetti.
- Sigara
var mı bilader?
- Var
abi, buyur.
Akşamın beklenmedik
rüzgarında, sigarasını güç bela yaktı.
- Eyvallah
sağol sigara için, memleket nere?
- Nevşehir.
- Çok
yakın arkadaşım asker orada, ben de yarın Nevşehir’e gidecektim aslında.
- Nerede?
- Merkez,
JAKEM.
- Rahattır,
sıkıntı olmaz. Biraz soğuk olur. Belki hala kar vardır.
- Gelecek
az kaldı. Ben de soğukta yaptım, bir şey olmaz.
“Gelecek de
yine uzak olacağız”, diyemedi. “Rahat değildir, içi içini yiyordur” da. Yeni
yıkanmış yüzünün aldığı ifadesizlikle teşekkür edip, üşümeye devam etti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder